18 Temmuz 2014 Cuma

Sözleri Tutmak :))

"Bundan sonra daha sık yazıcam " cümlesiyle sona eren son blog yazımdan tam 1,5 ay geçmiş.Süre olarak düşününce tabi ki 1.5 ay ne ki kısacık bir zaman, ama şöyle bakıp da neler yaşadığını, hissettiğini düşününce bi o kadar da uzun.
Yaşamın kıyısına gidip gelmek vardır ya , kimimiz bi dönem yaşamışızdır bunu, sonra o kıyıdan hayat okyanusuna geri döndüğümüzde kendimize bir takım sözler veririz, yaşamanın ne kadar değerli ve önemli olduğunu, sağlıklı olmanın ne kadar değerli olduğunu, çoğu şeye can sıkmanın ne kadar boş olduğunu düşünürüz ve şükrederiz…Kendimize sözler veririz , bundan sonra yaşamanın değerini bileceğim,şöyle yapıp böyle yaşayacağım gibi.
Sonra günlük hayatımıza , koşturmacamıza geri döneriz ve birden bakmışız ki yine kara kara düşünüyoruz, bu güzel hava da çalışılır mı canım ? Aldığım maaş ayın 10'u olmadan bitecek, çalış çalış aynı 3 kuruş paran olmasın. Şu iki ayakkabı da harika ama offf ya sadece birini alabilirim, hayat ne zorrr…
Yani sonuç olarak verdiğimiz söz hooppp uçmuş gitmiş.Tabi ki zor , kendime bakınca görüyorum ne kadar zor olduğunu, yıllardır sürdürdüğümüz bakış açılarının, inanışların değiştirilmesinin ne kadar zor olduğunu.Ama ben çabalıyorum ve şu süreçte bu bile beni mutlu ediyor , ufacık bir pozitiflik yaşadığım zaman bile diyorum ki "bak gördün mü , daha şimdiden güzel şeyler gelmeye başladı sana". Tabi bazen bi bakıyorum öyle bir an ki yine o döngünün içine atıvermişim kendimi, bi karamsarlık bi negatiflik sonra bi dürtüyorum kendimi işte bunu yapmak bile mutlu ediyor beni.Demek ki içimde çok saklı ve baskıda kalmış bir yerler bağırıyor avaz avaz söz vermiştin, unutma ….
Kendimce ilgi duyduğum alanlarda kitaplar almaya başladım , almak bile sanki hepsini okuyup bitirmişim gibi mutlu etti beni.Kitaplardan birinde şöyle birşeyden bahsediyordu; bir anda uygulayabilmek çok kolay değil ama siz mutlu olmak için okudukça, nasıl başarabilceğiniz hakkında konuştukça bile beyniniz, yüreğiniz bu titreşimleri almaya başladıkça güzel şeyler size gelmeye başlayacaktır.
Şanslıyım ki okuduğum kitaplar dışında yakınımda bu konular hakkında konuşabildiğim hatta benden daha çok yol almış iki minnoş ve dünyalar tatlısı bayan var.Sizi seviyorum Nihan ve Ceren , iyi ki varsınız :)))
Aslında çok da zor değilmiş, yavaş yavaş görüyorum ve geçen yıllarımdaki kızgın, öfkeli, sinirli, kimi zaman kinli anlarımı düşündükçe ne büyük kötülük yapmışım diyorum, ilk önce kendime sonra yaşamıma ve yaşamımdakilere …
Yine de daha gencim :) Bundan sonraki hayatımda nelerin değerini bilip neleri önemseyip neleri bir an olsun bile hayatıma yaklaştırmayacağımı biliyorum.Bilmek başlangıç tabi ki benim için yavaş yavaş uygulamaya başlıyorum ve çok da mutlu oluyorum.Küçücük olayları kendime işaret olarak görüyorum ve diyorum ki doğru yoldayım …
Sağlıklıyım, iki tatlı çocuğumla ve kocamla mutluyum, işimde huzurlu ve başarılıyım, sevdiğim dostlarım var , ve inanıyorum ki herşey daha da güzel, maddi manevi daha iyi ve pozitif olacak…

Güzel birgün olsun :)))))))


4 Haziran 2014 Çarşamba

Hayat ! Ne kadar da süpriz dolusun ...

    Aslında bu kadar zamandır bloga yazmayışım bile kendimi hayatın koşturmacasında nasıl kaybettiğimin bir kanıtı...En son yazım tam on ay önce.Aslında bu bloğu açarken amacım içimdekileri yazıya dökmekti, kendimi rahatlatmak bir nevi.Yakınlarıyla konuşmak da rahatlatıyor tabi ama yazmak da çok harika içinden gelenleri en saf haliyle.Çok zaman geçti, çok yazacak birikti ama birikenleri yazmak gibi bir niyetim yok. İnişli çıkışlı, mutlu hüzünlü, sakin sinirli, umutlu kötümser bir sürü gün geçti , işte geçti gitti diyoruz da gidenlerden illa ki bizde biraz izler kalıyor.Bi bakmışızı bu izler derinleşivermiş bir yerden vücudumuz sinyal vermeye başlamış.
    Ben mesela çok ince düşünen bu yüzden de kırılan bir de kırgınlıklarımı büyüten ve de içinde yaşayan biriyim. Tamam son yıllarda sanırım hayata karşı birazcık deneyim sahibi olmanın ve olgunlaşmanın da etkisiyle bu huyumu biraz törpülemeye başlamıştım ama karakterimizde bize zarar veren huylarımızı değiştirmek o kadar zor ki...Bir yanda eski bakış açım bir yanda düzeltmeye çalışan yeni bakış açım, kafamın içinde iki ses, birbirini ikna etmeye çalışıyor.Hep söylemek kolay ama söylediğini uygulayabilmek çok zor.Hep derler ya sağlık en önemlisi hiçbir şeye canını sıkmaya değmez.Evet çok doğru ama gel de bunu başar.İşte son yirmi gündür öyle günler geçirdim ki sıkıysa başarma dedi bana Allah.Tek düşüncem sağlık oldu, sağlığımın yerine gelmesi için tüm düşünceler ve ilk sırada çocuklarım ve eşim.Aslında hayat gerçekten çok zor, benim ilk aklıma gelen çocuklarımın daha çok küçük olduğu ve onların bana ihtiyacı olduğu idi. Yani güçlü ve ayakta durabilmem için en önemli sebep.İnsanların yaşadığı büyük sıkıntılara ve acılara ve çabalara bakınca benimki çok daha basit ve çözümü olan bir sağlık sorunuydu. Ama hayatta olmanın değerini çok iyi anlattı bana hala da anlatıyor.Savaşımız diğer insanlara karşı olmamalı savaşımız kötümserliğe,karamsarlığa,strese ve sinire karşı olmalı, bunlar bizim içimizde ama biz izin vermezsek alevlenemez yani kıl bir insan istediği kadar karşımıza çıksın biz ona hakettiği önemi ve değeri vermezsek , bizim için bir hiçsin diyebilirsek ne sinirleniriz ne de üzülürüz.
    Allah'a şükür bir şekilde tesadüfen ortaya çıkan sorunum halledilebilecek en kolay ve rahat şekilde halledildi, çok ciddi sonuçları olabilecekken çok rahat bir şekilde sonuçlandı bu süreç, gerçekten şükrediyorum.
   Beyin damarlarımın birinin bir yerinde küçük bir baloncuk oluşmuş,  küçük bir operasyonla halledildi.Düşündüm acaba hangi olayda kan basıncım, tansiyonum yükseldi ve damarımın zayıf noktasından baloncuk oluştu. Tabi ki bilemeyiz ama belki de trafikte giderken beni hatasıyla çok sinirlendiren sevimsiz bir sürücü yüzünden oldu, belki de çok sevdiğim birinin cenazesinde gözyaşı dökerken oldu. İkisi arasında dağlar kadar fark var ama hepsi hayatımızın bir parçası.Neye ne kadar önem ve tepki vereceğimiz bizim elimizde, ve verdiğimiz her tepki bir şekilde bizde bir iz bırakıyor.İşte değmeyecek olayların en ufak bir iz bile bırakmasına izin vermememiz lazım...
    Tabiki çok kısa sürede olacak birşey değil değişim ama sonuçlarının bize sağladığı faydaları düşününce değişim için çabalamalıyız.Bu hayat gerçekten çok kısa yarın bu hayatta olacağımızın garantisi var mı hatta iki saat sonra , hayır yok , işte anı yaşamak ve pozitif olmak bu yüzden önemli.Beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu gereksiz olaylar, anlar ve insanlar için yıpratmamalıyız.Bunu çok net anladım . Şimdi çabalıyorum bu yazdıklarımı uygulayabilmek ve bazı huylarımı değiştirebilmek için. Çabalıycam da çünkü ailemle ve en çok sevdiğim yakınlarımla geçirdiğim her bir gün benim için herşeyden çok daha değerli ve önemli ...
     Daha sık yazmak için de çabalıycam, herşeyden önce kendim için ...




27 Temmuz 2013 Cumartesi

Duru'cuğum Büyüyor ...

Bugün benim için en özel ve değerli günlerden biri,Durişkomun doğumgünü.İki kişiyken önce 3 kişi olduk, annelik,hamilelik,anne ve baba olma duygularının hepsinin ilkini yaşattı bize Duru.Sonra da Doruk'la hep güzel duygular yaşamaya devam ettik, ne şanslıyız.Diş fırçalarımız ikiyken,önce üç sonra dört oldu.Tuvalette artık lazımlık ve tuvaletin üstüne koyduğumuz bir oturak ve iki küçük havlu daha var.Evet evimiz çok dağınık, her an yürürken ayağınızın altına bir araba batabilir veya koltuk minderinin altından bir barbienin kıyafeti çıkabilir.Her an sürprizlerle dolu ne güzel :)))Bir yandan hoşuma gidiyor tabi bu dağınıklık , çünkü bir yaşanmışlığı, paylaşımları gösteriyor.Durucuk bugün bir yaş daha büyüyor, bu sene okula başlayacak.Sanki evleniyor da evden uçuyor gibi içimde hem bir hüzün hem bir heyecan var.Anaokulu daha korumalıydı sanki bana göre,şimdi İlkokul.. Bir sürü insanın içine karışacak.Hepimizin zamanında karıştığı ve düşe kalka, üzüle mutlu ola , kendi başımızın çaresine bakmayı öğrendiğimiz gibi.Hani hepimize der ya büyüklerimiz, "anne baba olunca anlarsınız" ne güçlü ve doğru bir sözmüş meğerse.Ben de anne olunca anladım , kendi canından çok başka canları düşünmenin nasıl bir his olduğunu.Herşeye değer anne olmak, çok ama çok değerli anlatılmaz bir mutluluk.Hamileliğin her anı, doğum bir mucize.Örümcek kafalıların dediği gibi hamilelik utanılacak, eve kapanılacak bir durum değil.Her anı doya doya yaşanmalı, bir canlı var karnınızda, sizinle birlikte bir can daha.Din adamı diyenler ama kafalarında dinden başka herşey olan yobazlar hamileliği bile nasıl yorumluyorlar.Hiç önemsenmemeliler bence.Allah eğer annelik gibi bir hissi yaşamanıza olanak sağlamışsa, işte en önemsenmesi gereken şey bu.Onlar kendi karanlıklarında kaybolup gidecekler nasıl olsa.Ama her doğan bebek bizim geleceğimizi aydınlatacak.Tabi ki çocuklarım büyüdükçe onlar için endişeleniyorum ama bilinçli nesiller yetiştirmek bizlerin elinde.Ki yeni nesil bu kadar açıkken herşeyi kapmaya, bizim işimiz çok da zor olmasa gerek.İyi ki Duru ve Doruk var,Allah'a şükür,çok şanslıyım.Onlar bizim herşeyimiz.Bugün 6 yaşını dolduran küçük kızım benim için hep küçük kalacaksın bu arada :) İyi ki doğdun,nice yıllara.Seni çok seviyoruz.Hayal dünyanı genişleten sihirli değneğini hep kullan, hep güzel şeyler yaşa , ama bil ki her ne yaşarsan yaşa, biz ailen olarak hep senin yanında sana destek olacağız.İkinizin de güzel gözleri hep ama hep gülsün ve güzel baksın 

23 Temmuz 2013 Salı

Yeni bir oluşum , Mekanist


Artık bu çağda sosyal medyanın ne kadar güçlü bir etkisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle Tea&Pot u kurduktan sonra bu etkinin gücünü daha iyi anlamış biri olarak , bu alemlerde yer almak gerektiğine inandım. Amma velakin biraz teknolojiden uzak bir insan olarak bazı şeyleri yeni öğrenmek ve de uygulamada kararlı olmak konularında kendimi geliştirmem gerektiğini de anladım. Çok şükür Nihoşko var , benim için gerekli olan programları üşenmeden indiren,beni sürekli dürten ve yardımcı olan sosyal medya kurdu Nihan. Düşünün yani bu yazıyı Ipad den yazıyorum, bu bile benim için dönüm noktası. Bi de diyorumki ohhh be ne rahatmış, ne kolaymış. Gençlere ayak uydurmak lazımmış :))) Geleyim asıl konuya. Aylar önce Ceren isminde çok tatlı bir bayanla tanıştık burda. Önce müşterimiz olarak muhabbete başladık , şimdi ise çok sevdiğimiz bir arkadaş ve Tea&Pot sever bizim için. Kendisi bize İstanbul merkezli olan ve İzmir'de de yaygınlaşmayı amaçlayan yeni bir oluşumdan bahsetti , Mekanist... Hem mekanlar için hem mekanları takip edenler ve gidenler için çok güzel ve yararlı bir buluşma noktası. Tek yapmanız gereken www.mekanist.net ten üye olmak. Ve gittiğiniz mekanlarla ilgili yorum ve isterseniz resimleri eklemek. Ayrıca isterseniz sisteme henüz kayıt olmamış sizin keşfettiğiniz yeni bir mekanı da ekleyebilirsiniz. Bu şekilde puan kazanıyorsunuz ve de gezgin, guru gibi seviyelere erişerek süper mekanist etkinliklerinden ücretsiz faydalanma şansı kazanıyorsunuz. E daha ne olsun , hele ki bu işlere meraklılardansanız, sizin için hiç de zor değil bence. Ben çok beğendim ve aktif kullanıcı olma yolunda ilerliyorum. Mekanist in ilk etkinliğ Tea& Pot ta oldu, çok da keyifliydi. Haftasonu Alaçatı daki bir etkinliğe katıldık biz de davetli olarak. Kuytu Restorantta çok güzel ve keyifli bir yemek yedik. Yeni üyelerle tanıştık, geçen sene hep telaşla geçtiğimiz Alaçatı sokaklarında rahat rahat gezdik ve çok beğendiğimiz Kuytu da oturmanın keyfini sürdük. Yemekler, ortam herşey çok güzeldi. Mekanist'te yoğunlaşmak için de güç verdi bana açıkçası. Artık hedefim var, gezgin olucaaammm:))))) 
Mekanist le ilgili yararlı linkler şöyle :
www.mekanist.net
http://www.mekanist.net/gg
http://blog.mekanist.net/2013/05/guru- surprizleri/






22 Temmuz 2013 Pazartesi

Güzel bir haftasonu ...

İnsanın gerçekten dinlenmeye ihtiyacı olduğu zamanlarda , hele ki çok yoğun yaşıyorsa hayatı , tatil demek mucize demek bana göre. Tea& Pot u kurduğumuzdan beri yani 2,5 yıldır o kadar yoğun çalışıyoruz ki, kışın pazarları da dahil, bir günlük dinlenme bile bizim için büyük bir moral oluyor. Ki düşünün bunca zaman sonra Ağustos ta 2 hafta tatil yapıcaz ailecek. Bu haftasonu benim için tatile alıştırma oldu, malum biz 2 hafta tatil fikrini düşününce bile bi duraksıyoruz çünkü. Cumartesi Çeşmealtı'na gittik, bu sene ilk defa denize girdik:) Duru ile sudan çıkmak bilmedik, Doruk da babası gibi kıyıda oturmayı tercih etti. Deniz macerası beş dakikayı geçmedi. Sonuç olarak sadece denize girip çıkarak ve yemek yiyerek birgün geçirmenin keyfini yaşadık, ki çok özlemişiz. Hayat öyle bir akıp gidiyorki telaş içinde , günboyu bir beş dakika bile hiçbir şey düşünmeden mesela sadece bir şarkı dinleyerek gözlerimiz kapalı ama kafamızın içi düşüncelerden arınmış bir an yaratmak imkansız hale gelebiliyor. Hatta aklımıza bir an olsun gelmiyor böyle bir an yaratmamız gerektiğin. Aslında ne kadar gerekli ve gün içinde ne kadar enerji veren birşey. Daha azıyla yetinerek daha sade bir hayatı tercih etmek ve keyif alarak yaşamak hayaliyle kafamızı yoruyoruz bu aralar ki niye olmasın ? Çünkü daha fazlanın sonu yok, fazlaya yetişmek için daha çok koşuyoruz, koştukça yoruluyoruz ve anımızın keyfini bile süremiyoruz. Evet çok zor, ama imkansız da değil . En büyük adım galiba karar vermek ve tercihlerimizi belirlemek. Bakalım tatilden sonra belki de karar vermemizi tetiklemiş bir olayın etkisiyle bambaşka şeyler konuşuyor olacağım. Umarım da yazıyor olacağım :)

15 Şubat 2013 Cuma

İyi ki doğdun Doruk Alp :)

Evet,bugün oğluşumun 3. yaşgünü,tam 3 yıl önce bugün,bu saatlerde dünyaya gelmiş,tek derdi,emmek,sıcacık anne kucağında huzuru bulmak olan buruşuk bir oğlancık...Duru yu beklerken,doğumunda ve sonrasında çok farklı bir hayatımız varken,Doruk daha karnımdayken sıkıntıları hissettmeye başlamıştı,büyük bir acının çok çok tace olduğu bir dönemde geldi dünyamıza,
süprizdi hamileliğim,ilk aylarda düşük tehlikesi,son ay erken doğum riski ile zor bir dönemde doğarak ne kadar güçlü bir bebek olduğunu göstermişti aslında hepimize ...
En çekirdek ailemle hastane odasında beklerken,uzun zamandır hepimizin gözlerinin içini güldüren hiçbirşey olmadığının farkındayken,Doruk un hepimize bir güç,yeni bir mutluluk olarak sağ salim dünyaya gelmesini dileyerek,biraz buruk,çok heyecanlı,biraz tedirgin ama çok umutlu girdim doğumhaneye...
Orda tüm doğum öncesi,doğum anı ve doğum sonrası hislerimi buraya dökmem çok zor ama odada heyecanla bekleyen ailem dışında birinin daha varlığını, çok uzaklardaaannnn izleyişini hissettiğim ve ürperdiğim anda Doruk dünyaya geldi,Duru nun aksine ağlayarak,sanki aylarca içerideyken hissettiği stresi,üzüntüyü doğar doğmaz içinden atmak istercesine ağladı ve sonra rahatladı...
Ben de ağladım,hem de çok,orda yapayalnız yatarken,doya doya ağladım,hem mutluluktan hem burukluktan ...İyi ki de bir süprizle girdin hayatımıza Doruk Alp...Çok tatlı,zekisin ve de çok hisli ve sevecen,duygusalsın;hep böyle kal,ama hep güzel duygularla dolsun kalbin,yaşamın,yıllar sonra bu yazıyı okuduğunda da yüzün gülüyor olsun ...
Abroşkonla hep iyi geçinin,hep destek olun birbirinizize,hepimiz ikinizi de çooookkkkkkkkkk seviyoruz,iyi ki hayatımızda sizler varsınız :)))))
Nice nice mutlu yıllara 

9 Ocak 2013 Çarşamba

yaşasın yeni blog tasarımım :)

Çok sık yazı yazmamamın suçunu buldum,blog tasarımım,hiç çekici değildi.
Yoksaaa ben günde 3-5 yazı yazarım:)Bu derdimi her derdimi olduğu gibi Nihoşkoyla paylaştım,o da sağolsun bir el atıverdi,yine sihirli elleriyle mucizeler yarattı.Teşekkürler.Şimdi hergün yazarım:)Tabi ki hayır,yani en azından söz veremiyorum.Ama yine de çabalayacağım söz veriyorum.
Bugün bizim için biraz zordu,sıkıntılı olaylar vardı etrafımızda,ama işte hayat böyle.Her an herşey değişebilir.Sanırım çözüm bulunabilir bir sıkıntı olması bizim için içimizi rahatlatan birşey.
Yani bir sorunla karşılaştığımızda eğerki çözüm bulunabilir ufacık bir yanı varsa tamamdır,moralimizi anında yerlerden göklere taşıyabiliyoruz.
Belki de daha önce büyük bir sıkıntı ve üzüntü ve çaresi olmayan bir olay yaşadığımız için çok yakından ; diğer sıkıntıları olsun bu kadarı olsun,sağlık olsun diyerek karşılayabiliyoruz.
Çok sevdiğiniz birinin yanınızdayken acı çekmesi,çaresiz olması,ve yavaş yavaş bu dünyadan gidiyor olduğunu bilmek ve etrafındayken elinizden pek de birşey gelmiyor olması,çok büyük bir acı,sıkıntı,üzüntü,tarifsiz birşey...
O nedenle sevdiklerimin yanımda ve sağlıklı olması benim için en büyük değer,mutluluk,motive kaynağı.
Nasıl olsa diğer şeylerin çözümü var,sağlık ve huzur en önemlisi.
Çok felsefi bir yazı oldu ama olsun,nasıl olsa artıkkk hep yazıcamm...

Tea&Pot ta sıcacık çayımı içerken,yazı yazmak daha da keyifli ...
Çayımı yeni blog uma ve yeni yazıma kaldırıyorum :)