tag:blogger.com,1999:blog-19193900907128554662024-03-12T16:02:25.250-07:00güzel şeylerzeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.comBlogger17125tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-66158533626056405482014-07-18T01:57:00.001-07:002014-07-18T01:57:02.008-07:00Sözleri Tutmak :))"Bundan sonra daha sık yazıcam " cümlesiyle sona eren son blog yazımdan tam 1,5 ay geçmiş.Süre olarak düşününce tabi ki 1.5 ay ne ki kısacık bir zaman, ama şöyle bakıp da neler yaşadığını, hissettiğini düşününce bi o kadar da uzun.<br />
Yaşamın kıyısına gidip gelmek vardır ya , kimimiz bi dönem yaşamışızdır bunu, sonra o kıyıdan hayat okyanusuna geri döndüğümüzde kendimize bir takım sözler veririz, yaşamanın ne kadar değerli ve önemli olduğunu, sağlıklı olmanın ne kadar değerli olduğunu, çoğu şeye can sıkmanın ne kadar boş olduğunu düşünürüz ve şükrederiz…Kendimize sözler veririz , bundan sonra yaşamanın değerini bileceğim,şöyle yapıp böyle yaşayacağım gibi.<br />
Sonra günlük hayatımıza , koşturmacamıza geri döneriz ve birden bakmışız ki yine kara kara düşünüyoruz, bu güzel hava da çalışılır mı canım ? Aldığım maaş ayın 10'u olmadan bitecek, çalış çalış aynı 3 kuruş paran olmasın. Şu iki ayakkabı da harika ama offf ya sadece birini alabilirim, hayat ne zorrr…<br />
Yani sonuç olarak verdiğimiz söz hooppp uçmuş gitmiş.Tabi ki zor , kendime bakınca görüyorum ne kadar zor olduğunu, yıllardır sürdürdüğümüz bakış açılarının, inanışların değiştirilmesinin ne kadar zor olduğunu.Ama ben çabalıyorum ve şu süreçte bu bile beni mutlu ediyor , ufacık bir pozitiflik yaşadığım zaman bile diyorum ki "bak gördün mü , daha şimdiden güzel şeyler gelmeye başladı sana". Tabi bazen bi bakıyorum öyle bir an ki yine o döngünün içine atıvermişim kendimi, bi karamsarlık bi negatiflik sonra bi dürtüyorum kendimi işte bunu yapmak bile mutlu ediyor beni.Demek ki içimde çok saklı ve baskıda kalmış bir yerler bağırıyor avaz avaz söz vermiştin, unutma ….<br />
Kendimce ilgi duyduğum alanlarda kitaplar almaya başladım , almak bile sanki hepsini okuyup bitirmişim gibi mutlu etti beni.Kitaplardan birinde şöyle birşeyden bahsediyordu; bir anda uygulayabilmek çok kolay değil ama siz mutlu olmak için okudukça, nasıl başarabilceğiniz hakkında konuştukça bile beyniniz, yüreğiniz bu titreşimleri almaya başladıkça güzel şeyler size gelmeye başlayacaktır.<br />
Şanslıyım ki okuduğum kitaplar dışında yakınımda bu konular hakkında konuşabildiğim hatta benden daha çok yol almış iki minnoş ve dünyalar tatlısı bayan var.Sizi seviyorum Nihan ve Ceren , iyi ki varsınız :)))<br />
Aslında çok da zor değilmiş, yavaş yavaş görüyorum ve geçen yıllarımdaki kızgın, öfkeli, sinirli, kimi zaman kinli anlarımı düşündükçe ne büyük kötülük yapmışım diyorum, ilk önce kendime sonra yaşamıma ve yaşamımdakilere …<br />
Yine de daha gencim :) Bundan sonraki hayatımda nelerin değerini bilip neleri önemseyip neleri bir an olsun bile hayatıma yaklaştırmayacağımı biliyorum.Bilmek başlangıç tabi ki benim için yavaş yavaş uygulamaya başlıyorum ve çok da mutlu oluyorum.Küçücük olayları kendime işaret olarak görüyorum ve diyorum ki doğru yoldayım …<br />
Sağlıklıyım, iki tatlı çocuğumla ve kocamla mutluyum, işimde huzurlu ve başarılıyım, sevdiğim dostlarım var , ve inanıyorum ki herşey daha da güzel, maddi manevi daha iyi ve pozitif olacak…<br />
<br />
Güzel birgün olsun :)))))))<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-90480406905396578872014-06-04T06:09:00.001-07:002014-06-04T06:09:58.583-07:00Hayat ! Ne kadar da süpriz dolusun ... Aslında bu kadar zamandır bloga yazmayışım bile kendimi hayatın koşturmacasında nasıl kaybettiğimin bir kanıtı...En son yazım tam on ay önce.Aslında bu bloğu açarken amacım içimdekileri yazıya dökmekti, kendimi rahatlatmak bir nevi.Yakınlarıyla konuşmak da rahatlatıyor tabi ama yazmak da çok harika içinden gelenleri en saf haliyle.Çok zaman geçti, çok yazacak birikti ama birikenleri yazmak gibi bir niyetim yok. İnişli çıkışlı, mutlu hüzünlü, sakin sinirli, umutlu kötümser bir sürü gün geçti , işte geçti gitti diyoruz da gidenlerden illa ki bizde biraz izler kalıyor.Bi bakmışızı bu izler derinleşivermiş bir yerden vücudumuz sinyal vermeye başlamış.<div> Ben mesela çok ince düşünen bu yüzden de kırılan bir de kırgınlıklarımı büyüten ve de içinde yaşayan biriyim. Tamam son yıllarda sanırım hayata karşı birazcık deneyim sahibi olmanın ve olgunlaşmanın da etkisiyle bu huyumu biraz törpülemeye başlamıştım ama karakterimizde bize zarar veren huylarımızı değiştirmek o kadar zor ki...Bir yanda eski bakış açım bir yanda düzeltmeye çalışan yeni bakış açım, kafamın içinde iki ses, birbirini ikna etmeye çalışıyor.Hep söylemek kolay ama söylediğini uygulayabilmek çok zor.Hep derler ya sağlık en önemlisi hiçbir şeye canını sıkmaya değmez.Evet çok doğru ama gel de bunu başar.İşte son yirmi gündür öyle günler geçirdim ki sıkıysa başarma dedi bana Allah.Tek düşüncem sağlık oldu, sağlığımın yerine gelmesi için tüm düşünceler ve ilk sırada çocuklarım ve eşim.Aslında hayat gerçekten çok zor, benim ilk aklıma gelen çocuklarımın daha çok küçük olduğu ve onların bana ihtiyacı olduğu idi. Yani güçlü ve ayakta durabilmem için en önemli sebep.İnsanların yaşadığı büyük sıkıntılara ve acılara ve çabalara bakınca benimki çok daha basit ve çözümü olan bir sağlık sorunuydu. Ama hayatta olmanın değerini çok iyi anlattı bana hala da anlatıyor.Savaşımız diğer insanlara karşı olmamalı savaşımız kötümserliğe,karamsarlığa,strese ve sinire karşı olmalı, bunlar bizim içimizde ama biz izin vermezsek alevlenemez yani kıl bir insan istediği kadar karşımıza çıksın biz ona hakettiği önemi ve değeri vermezsek , bizim için bir hiçsin diyebilirsek ne sinirleniriz ne de üzülürüz.</div><div> Allah'a şükür bir şekilde tesadüfen ortaya çıkan sorunum halledilebilecek en kolay ve rahat şekilde halledildi, çok ciddi sonuçları olabilecekken çok rahat bir şekilde sonuçlandı bu süreç, gerçekten şükrediyorum.</div><div> Beyin damarlarımın birinin bir yerinde küçük bir baloncuk oluşmuş, küçük bir operasyonla halledildi.Düşündüm acaba hangi olayda kan basıncım, tansiyonum yükseldi ve damarımın zayıf noktasından baloncuk oluştu. Tabi ki bilemeyiz ama belki de trafikte giderken beni hatasıyla çok sinirlendiren sevimsiz bir sürücü yüzünden oldu, belki de çok sevdiğim birinin cenazesinde gözyaşı dökerken oldu. İkisi arasında dağlar kadar fark var ama hepsi hayatımızın bir parçası.Neye ne kadar önem ve tepki vereceğimiz bizim elimizde, ve verdiğimiz her tepki bir şekilde bizde bir iz bırakıyor.İşte değmeyecek olayların en ufak bir iz bile bırakmasına izin vermememiz lazım...</div><div> Tabiki çok kısa sürede olacak birşey değil değişim ama sonuçlarının bize sağladığı faydaları düşününce değişim için çabalamalıyız.Bu hayat gerçekten çok kısa yarın bu hayatta olacağımızın garantisi var mı hatta iki saat sonra , hayır yok , işte anı yaşamak ve pozitif olmak bu yüzden önemli.Beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu gereksiz olaylar, anlar ve insanlar için yıpratmamalıyız.Bunu çok net anladım . Şimdi çabalıyorum bu yazdıklarımı uygulayabilmek ve bazı huylarımı değiştirebilmek için. Çabalıycam da çünkü ailemle ve en çok sevdiğim yakınlarımla geçirdiğim her bir gün benim için herşeyden çok daha değerli ve önemli ...</div><div> Daha sık yazmak için de çabalıycam, herşeyden önce kendim için ...</div><div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><br></div><div><br></div><div><br></div>zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-31814950942189700982013-07-27T03:51:00.001-07:002013-07-27T03:51:03.234-07:00Duru'cuğum Büyüyor ...Bugün benim için en özel ve değerli günlerden biri,Durişkomun doğumgünü.İki kişiyken önce 3 kişi olduk, annelik,hamilelik,anne ve baba olma duygularının hepsinin ilkini yaşattı bize Duru.Sonra da Doruk'la hep güzel duygular yaşamaya devam ettik, ne şanslıyız.Diş fırçalarımız ikiyken,önce üç sonra dört oldu.Tuvalette artık lazımlık ve tuvaletin üstüne koyduğumuz bir oturak ve iki küçük havlu daha var.Evet evimiz çok dağınık, her an yürürken ayağınızın altına bir araba batabilir veya koltuk minderinin altından bir barbienin kıyafeti çıkabilir.Her an sürprizlerle dolu ne güzel :)))Bir yandan hoşuma gidiyor tabi bu dağınıklık , çünkü bir yaşanmışlığı, paylaşımları gösteriyor.Durucuk bugün bir yaş daha büyüyor, bu sene okula başlayacak.Sanki evleniyor da evden uçuyor gibi içimde hem bir hüzün hem bir heyecan var.Anaokulu daha korumalıydı sanki bana göre,şimdi İlkokul.. Bir sürü insanın içine karışacak.Hepimizin zamanında karıştığı ve düşe kalka, üzüle mutlu ola , kendi başımızın çaresine bakmayı öğrendiğimiz gibi.Hani hepimize der ya büyüklerimiz, "anne baba olunca anlarsınız" ne güçlü ve doğru bir sözmüş meğerse.Ben de anne olunca anladım , kendi canından çok başka canları düşünmenin nasıl bir his olduğunu.Herşeye değer anne olmak, çok ama çok değerli anlatılmaz bir mutluluk.Hamileliğin her anı, doğum bir mucize.Örümcek kafalıların dediği gibi hamilelik utanılacak, eve kapanılacak bir durum değil.Her anı doya doya yaşanmalı, bir canlı var karnınızda, sizinle birlikte bir can daha.Din adamı diyenler ama kafalarında dinden başka herşey olan yobazlar hamileliği bile nasıl yorumluyorlar.Hiç önemsenmemeliler bence.Allah eğer annelik gibi bir hissi yaşamanıza olanak sağlamışsa, işte en önemsenmesi gereken şey bu.Onlar kendi karanlıklarında kaybolup gidecekler nasıl olsa.Ama her doğan bebek bizim geleceğimizi aydınlatacak.Tabi ki çocuklarım büyüdükçe onlar için endişeleniyorum ama bilinçli nesiller yetiştirmek bizlerin elinde.Ki yeni nesil bu kadar açıkken herşeyi kapmaya, bizim işimiz çok da zor olmasa gerek.İyi ki Duru ve Doruk var,Allah'a şükür,çok şanslıyım.Onlar bizim herşeyimiz.Bugün 6 yaşını dolduran küçük kızım benim için hep küçük kalacaksın bu arada :) İyi ki doğdun,nice yıllara.Seni çok seviyoruz.Hayal dünyanı genişleten sihirli değneğini hep kullan, hep güzel şeyler yaşa , ama bil ki her ne yaşarsan yaşa, biz ailen olarak hep senin yanında sana destek olacağız.İkinizin de güzel gözleri hep ama hep gülsün ve güzel baksın <span style="font-family: Helvetica; font-size: 16px;">❤</span><span style="font-family: Helvetica; font-size: 16px;">❤</span><span style="font-family: Helvetica; font-size: 16px;">❤</span><span style="font-family: Helvetica; font-size: 16px;">❤</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxPmzBUwTff6468oJvz2li7voh5oXgslm74zxEFwyXgp2rkqPbHpuie4c1DEwIasRcywyYjwGVpefHfZ3yPQaLyKzf12v443MVUA_0QlC8D9TVvgjSgj4Ad63zm1D66ZN4KoQqV3aXN2k/s1600/71689_431319677853_5328476_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxPmzBUwTff6468oJvz2li7voh5oXgslm74zxEFwyXgp2rkqPbHpuie4c1DEwIasRcywyYjwGVpefHfZ3yPQaLyKzf12v443MVUA_0QlC8D9TVvgjSgj4Ad63zm1D66ZN4KoQqV3aXN2k/s320/71689_431319677853_5328476_n.jpg" width="320" /></a></div>
zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-79428032355292499532013-07-23T05:30:00.001-07:002013-07-25T07:02:40.130-07:00Yeni bir oluşum , Mekanist<br>
Artık bu çağda sosyal medyanın ne kadar güçlü bir etkisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle Tea&Pot u kurduktan sonra bu etkinin gücünü daha iyi anlamış biri olarak , bu alemlerde yer almak gerektiğine inandım. Amma velakin biraz teknolojiden uzak bir insan olarak bazı şeyleri yeni öğrenmek ve de uygulamada kararlı olmak konularında kendimi geliştirmem gerektiğini de anladım. Çok şükür Nihoşko var , benim için gerekli olan programları üşenmeden indiren,beni sürekli dürten ve yardımcı olan sosyal medya kurdu Nihan. Düşünün yani bu yazıyı Ipad den yazıyorum, bu bile benim için dönüm noktası. Bi de diyorumki ohhh be ne rahatmış, ne kolaymış. Gençlere ayak uydurmak lazımmış :))) Geleyim asıl konuya. Aylar önce Ceren isminde çok tatlı bir bayanla tanıştık burda. Önce müşterimiz olarak muhabbete başladık , şimdi ise çok sevdiğimiz bir arkadaş ve Tea&Pot sever bizim için. Kendisi bize İstanbul merkezli olan ve İzmir'de de yaygınlaşmayı amaçlayan yeni bir oluşumdan bahsetti , Mekanist... Hem mekanlar için hem mekanları takip edenler ve gidenler için çok güzel ve yararlı bir buluşma noktası. Tek yapmanız gereken www.mekanist.net ten üye olmak. Ve gittiğiniz mekanlarla ilgili yorum ve isterseniz resimleri eklemek. Ayrıca isterseniz sisteme henüz kayıt olmamış sizin keşfettiğiniz yeni bir mekanı da ekleyebilirsiniz. Bu şekilde puan kazanıyorsunuz ve de gezgin, guru gibi seviyelere erişerek süper mekanist etkinliklerinden ücretsiz faydalanma şansı kazanıyorsunuz. E daha ne olsun , hele ki bu işlere meraklılardansanız, sizin için hiç de zor değil bence. Ben çok beğendim ve aktif kullanıcı olma yolunda ilerliyorum. Mekanist in ilk etkinliğ Tea& Pot ta oldu, çok da keyifliydi. Haftasonu Alaçatı daki bir etkinliğe katıldık biz de davetli olarak. Kuytu Restorantta çok güzel ve keyifli bir yemek yedik. Yeni üyelerle tanıştık, geçen sene hep telaşla geçtiğimiz Alaçatı sokaklarında rahat rahat gezdik ve çok beğendiğimiz Kuytu da oturmanın keyfini sürdük. Yemekler, ortam herşey çok güzeldi. Mekanist'te yoğunlaşmak için de güç verdi bana açıkçası. Artık hedefim var, gezgin olucaaammm:))))) <div>Mekanist le ilgili yararlı linkler şöyle :</div><div>www.mekanist.net</div><div>http://www.mekanist.net/gg</div><div>http://blog.mekanist.net/2013/05/guru- surprizleri/</div><div><br><br><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSM2o5hSxLGNjIb9BBLJnT8p8Xz8DwWu82dBADF6LbXuk68Mclo_PoNGHxJo_vDSFUlc7XlC0TgnS6ucyl_3GKG_8lG_UY-NdxaLX2heio0napkUf2flzkWj-_1riYH2zJ51qZGyk2xPg/s640/blogger-image-1384699249.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSM2o5hSxLGNjIb9BBLJnT8p8Xz8DwWu82dBADF6LbXuk68Mclo_PoNGHxJo_vDSFUlc7XlC0TgnS6ucyl_3GKG_8lG_UY-NdxaLX2heio0napkUf2flzkWj-_1riYH2zJ51qZGyk2xPg/s640/blogger-image-1384699249.jpg"></a></div> <br><br><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Kenc6VGPlT_PiW4AXL2dn3jJCfzHlycfo3l3CThVFOQ-v7N9ofp3EGXbuPYWE7T7Wwj7EXv7DZKApdJ0dDq6Q_0dRROe2RzvkA5Vs0vWID5KWDJOiaF_wvN7OIDi5outrTroxhP4OMM/s640/blogger-image--129813238.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Kenc6VGPlT_PiW4AXL2dn3jJCfzHlycfo3l3CThVFOQ-v7N9ofp3EGXbuPYWE7T7Wwj7EXv7DZKApdJ0dDq6Q_0dRROe2RzvkA5Vs0vWID5KWDJOiaF_wvN7OIDi5outrTroxhP4OMM/s640/blogger-image--129813238.jpg"></a></div> <br><br><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih0Ef8BDQF4sR5K9xAyYYCAfUDaMe2TKWy3K92etG2WKv-WR4R9p3cMwzTo0ht_oTIZpEA_V625whF4TL7SSpKIqAbBUwfWkxl_UXzVRnpDyz8JVafz4sZG0WPx_gfN76bA6OTaX52dk8/s640/blogger-image--484486045.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEih0Ef8BDQF4sR5K9xAyYYCAfUDaMe2TKWy3K92etG2WKv-WR4R9p3cMwzTo0ht_oTIZpEA_V625whF4TL7SSpKIqAbBUwfWkxl_UXzVRnpDyz8JVafz4sZG0WPx_gfN76bA6OTaX52dk8/s640/blogger-image--484486045.jpg"></a></div></div>zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-3997137585755593572013-07-22T08:35:00.001-07:002013-07-22T08:35:32.955-07:00Güzel bir haftasonu ...İnsanın gerçekten dinlenmeye ihtiyacı olduğu zamanlarda , hele ki çok yoğun yaşıyorsa hayatı , tatil demek mucize demek bana göre. Tea& Pot u kurduğumuzdan beri yani 2,5 yıldır o kadar yoğun çalışıyoruz ki, kışın pazarları da dahil, bir günlük dinlenme bile bizim için büyük bir moral oluyor. Ki düşünün bunca zaman sonra Ağustos ta 2 hafta tatil yapıcaz ailecek. Bu haftasonu benim için tatile alıştırma oldu, malum biz 2 hafta tatil fikrini düşününce bile bi duraksıyoruz çünkü. Cumartesi Çeşmealtı'na gittik, bu sene ilk defa denize girdik:) Duru ile sudan çıkmak bilmedik, Doruk da babası gibi kıyıda oturmayı tercih etti. Deniz macerası beş dakikayı geçmedi. Sonuç olarak sadece denize girip çıkarak ve yemek yiyerek birgün geçirmenin keyfini yaşadık, ki çok özlemişiz. Hayat öyle bir akıp gidiyorki telaş içinde , günboyu bir beş dakika bile hiçbir şey düşünmeden mesela sadece bir şarkı dinleyerek gözlerimiz kapalı ama kafamızın içi düşüncelerden arınmış bir an yaratmak imkansız hale gelebiliyor. Hatta aklımıza bir an olsun gelmiyor böyle bir an yaratmamız gerektiğin. Aslında ne kadar gerekli ve gün içinde ne kadar enerji veren birşey. Daha azıyla yetinerek daha sade bir hayatı tercih etmek ve keyif alarak yaşamak hayaliyle kafamızı yoruyoruz bu aralar ki niye olmasın ? Çünkü daha fazlanın sonu yok, fazlaya yetişmek için daha çok koşuyoruz, koştukça yoruluyoruz ve anımızın keyfini bile süremiyoruz. Evet çok zor, ama imkansız da değil . En büyük adım galiba karar vermek ve tercihlerimizi belirlemek. Bakalım tatilden sonra belki de karar vermemizi tetiklemiş bir olayın etkisiyle bambaşka şeyler konuşuyor olacağım. Umarım da yazıyor olacağım :) <br/><br/><div class="separator"style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4jVmQQKR-2AhyB4sslWS67ZrCM-EvMRYZI_D4Gxsnp1j3whPxstrZhX_mzvMrKDiTxI3mY1lXqRCzKvqvQ7SPYxKmbn2R3uVch_jFdcnQ-nEFyvThTyvf0Z3fi06IoZuOttImWVgE67o/s640/blogger-image--40854800.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4jVmQQKR-2AhyB4sslWS67ZrCM-EvMRYZI_D4Gxsnp1j3whPxstrZhX_mzvMrKDiTxI3mY1lXqRCzKvqvQ7SPYxKmbn2R3uVch_jFdcnQ-nEFyvThTyvf0Z3fi06IoZuOttImWVgE67o/s640/blogger-image--40854800.jpg" /></a></div>zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-14317464180624252632013-02-15T05:31:00.000-08:002013-02-15T05:31:10.455-08:00İyi ki doğdun Doruk Alp :)Evet,bugün oğluşumun 3. yaşgünü,tam 3 yıl önce bugün,bu saatlerde dünyaya gelmiş,tek derdi,emmek,sıcacık anne kucağında huzuru bulmak olan buruşuk bir oğlancık...Duru yu beklerken,doğumunda ve sonrasında çok farklı bir hayatımız varken,Doruk daha karnımdayken sıkıntıları hissettmeye başlamıştı,büyük bir acının çok çok tace olduğu bir dönemde geldi dünyamıza,<br />
süprizdi hamileliğim,ilk aylarda düşük tehlikesi,son ay erken doğum riski ile zor bir dönemde doğarak ne kadar güçlü bir bebek olduğunu göstermişti aslında hepimize ...<br />
En çekirdek ailemle hastane odasında beklerken,uzun zamandır hepimizin gözlerinin içini güldüren hiçbirşey olmadığının farkındayken,Doruk un hepimize bir güç,yeni bir mutluluk olarak sağ salim dünyaya gelmesini dileyerek,biraz buruk,çok heyecanlı,biraz tedirgin ama çok umutlu girdim doğumhaneye...<br />
Orda tüm doğum öncesi,doğum anı ve doğum sonrası hislerimi buraya dökmem çok zor ama odada heyecanla bekleyen ailem dışında birinin daha varlığını, çok uzaklardaaannnn izleyişini hissettiğim ve ürperdiğim anda Doruk dünyaya geldi,Duru nun aksine ağlayarak,sanki aylarca içerideyken hissettiği stresi,üzüntüyü doğar doğmaz içinden atmak istercesine ağladı ve sonra rahatladı...<br />
Ben de ağladım,hem de çok,orda yapayalnız yatarken,doya doya ağladım,hem mutluluktan hem burukluktan ...İyi ki de bir süprizle girdin hayatımıza Doruk Alp...Çok tatlı,zekisin ve de çok hisli ve sevecen,duygusalsın;hep böyle kal,ama hep güzel duygularla dolsun kalbin,yaşamın,yıllar sonra bu yazıyı okuduğunda da yüzün gülüyor olsun ...<br />
Abroşkonla hep iyi geçinin,hep destek olun birbirinizize,hepimiz ikinizi de çooookkkkkkkkkk seviyoruz,iyi ki hayatımızda sizler varsınız :)))))<br />
Nice nice mutlu yıllara <span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span><span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span><span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span><br />
zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-72758458649070740522013-01-09T10:06:00.000-08:002013-01-09T10:06:07.970-08:00yaşasın yeni blog tasarımım :)Çok sık yazı yazmamamın suçunu buldum,blog tasarımım,hiç çekici değildi.<br />
Yoksaaa ben günde 3-5 yazı yazarım:)Bu derdimi her derdimi olduğu gibi Nihoşkoyla paylaştım,o da sağolsun bir el atıverdi,yine sihirli elleriyle mucizeler yarattı.Teşekkürler.Şimdi hergün yazarım:)Tabi ki hayır,yani en azından söz veremiyorum.Ama yine de çabalayacağım söz veriyorum.<br />
Bugün bizim için biraz zordu,sıkıntılı olaylar vardı etrafımızda,ama işte hayat böyle.Her an herşey değişebilir.Sanırım çözüm bulunabilir bir sıkıntı olması bizim için içimizi rahatlatan birşey.<br />
Yani bir sorunla karşılaştığımızda eğerki çözüm bulunabilir ufacık bir yanı varsa tamamdır,moralimizi anında yerlerden göklere taşıyabiliyoruz.<br />
Belki de daha önce büyük bir sıkıntı ve üzüntü ve çaresi olmayan bir olay yaşadığımız için çok yakından ; diğer sıkıntıları olsun bu kadarı olsun,sağlık olsun diyerek karşılayabiliyoruz.<br />
Çok sevdiğiniz birinin yanınızdayken acı çekmesi,çaresiz olması,ve yavaş yavaş bu dünyadan gidiyor olduğunu bilmek ve etrafındayken elinizden pek de birşey gelmiyor olması,çok büyük bir acı,sıkıntı,üzüntü,tarifsiz birşey...<br />
O nedenle sevdiklerimin yanımda ve sağlıklı olması benim için en büyük değer,mutluluk,motive kaynağı.<br />
Nasıl olsa diğer şeylerin çözümü var,sağlık ve huzur en önemlisi.<br />
Çok felsefi bir yazı oldu ama olsun,nasıl olsa artıkkk hep yazıcamm...<br />
<br />
Tea&Pot ta sıcacık çayımı içerken,yazı yazmak daha da keyifli ...<br />
Çayımı yeni blog uma ve yeni yazıma kaldırıyorum :)<span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span><span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span><span style="font-family: MarkerFelt-Thin; font-size: 18px;">❤</span>zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-76545398106502139952013-01-08T07:48:00.002-08:002013-01-08T07:48:58.059-08:00Hoşgeldin 2013 ...Yeniyılın ilk yazısı ile herkese merhabaaaa..,herkes diyorum sanki çok takipçim var gibi :)Az olsun öz olsun bence.<br />
Bu yıl daha farklı duygularla merhaba dedim yeniyıla.Belki de saat tam geceyarısı 12 de<br />
eşim,kızım ve oğlumla çılgın danslar ederek yeniyıla girmemdendir.Ama gerçekten öyle bu yılın gerçekten güzel bir yıl olacağına dair güçlü hislerim var.Yani evrene mesajlar gönderiyorum bu yıl,güzel şeyler düşünüyorum,titreşimler umarım güzel süprizlerle geri gelir hayatımıza...Aslında 31 Aralık neyse 1 Ocak da o,bizler için yılbaşı kendimizi resetleyip motive etmemiz için bir yeni başlangıç aslında.31 Aralıkda süregelen hayatımız 1 Ocak olduğu için bir anda değişmiyor.Yılbaşı bileti isabet etmedikçe tabi:)Ben o şanslılardan değilim.Ama daha şanslıyım bence,dünyalar tatlısı iki çocuğum var.<br />
Onlar benim motive kaynağım,her akşam onlarla olmak,ertesi güne umutla başlamam için bir sebep benim için.<br />
Onların bir gülüşü,bir sarılışı,saflıkları,kalplerinin temizliği,melek olmaları hiçbir şeyle ölçülemez.<br />
İyi ki varlar,iyi ki çok tatlı aile üyelerinin olduğu bir aileye sahibim.Eşim ve çocuklarım dışında da az ama öz akrabalarım var.Birçok zorlukları birlikte yaşadığımız birçok güzellikleri birlikte kutladığımız birbirine bağlı güzel insanların olduğu bir aile...Herkesi seviyorum,iyi ki varlar,çok şanslıyım,güzelliklerle dolu bir yılı yine birlikte paylaşmak ve yaşamak dileğiyle...<br />
<br />
Bu yıl daha çok yazı yazmak dileğiyle bir de tabiki:))<br />
<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-16780966261624048192012-07-27T04:35:00.002-07:002012-07-27T04:35:41.755-07:00Beş sene önce bugün ...27 Temmuz 2007,Saat 13:11 sıralarında ben nerdeydim ? Evdeyim ,evleneli 2 yıl olmuş,9 ayını tamamlamış bir hamileyim:)Karnım burnumda yani.Ben ne yapıyorum peki,merdiven tepesinde perde takıyorum,günlerden Cuma,Pazartesi sezaryen var,çünkü bebiş ters ve iri sonuç normal doğum yapamazsın.Oysa ki yıllar önce bebek tersmiş,7 kiloymuş,falanmış filanmış yokmuş,hadi ıkın hadi doğur bakalım...Annelerimiz neler yaşamışlar kim bilir.<br />
Dönelim o güne ,dedim ya pazartesi doğum var diye,Cuma'dan başladık temizliğe,yemekler yapmaya,ben de tabi tam gaz çalışmaya devam.Arada ufak tefek sancılar ama ben o kadar yoğunlaşmışımki doğumun Pazartesi olduğuna önemsemiyorum.Ama gün içinde sürekli Gülnur Annemle irtibattayım,şöyle oluyor böyle oluyor...Derken akşamüstünü ettik.Kapı zili çaldı,bir baktım canım Gülnur Annem dayanamamış Urla'dan hem de 20 günlük ameliyatlı haliyle çıkmış gelmiş.İyi ki de gelmiş.Geldiğinde saat 16:00 sıraları idi ben 17:00 da doğumhanede idim.Bana dedi ki kızım neredeyse evde doğuracaksın çabuk gidiyoruz,doğmak için tüm önhazırlıkları yapmış meğerse bizim tatlı bebişimiz.Hazır olan çantamızı aldık,temizlikçimiz evde kaldı temizliğe devam.<br />
Şoförümüz Serhat Minareci,önde ameliyatlı zor oturan Gülnur Annem,arkada doğurmak üzere diken üstünde oturan ben:)Araba kullananlar Serhatçığın halini iyi anlar;sokaklar çukur dolu,trafik kalabalık,arabasında biri yeni ameliyatlı biri doğuma giden iki kadın ; biri annesi biri yengesi ...Aman dur yavaş,dikkat et hız yapma,aaa dikkat et çukur var,20 dakikalık yol 20 saat gibi gelmiştir ona,biz ise ufak tefek sancılarımız dışında mutluyduk,eğleniyorduk Gülnur Annemle.Doğuma gidiyorduk.Ve sonunda hastaneye vardık,tabi bu süreç boyunca sevgili kocama her zamanki gibi ulaşamadık,Gerçi ulaştığımız zaman gerekli fırçayı atmak bana kalmadı;Gülnur annem varken.Hastaneye girdiğim andan ameliyathaneye ulaştığım an arası o kadar kısa ki,ışık hızıyla oldu herşey ve bir baktım asansörde doğumhaneye iniyoruz;elim Gülnur Annemin elinde,asansör kapısı kapanırken karşımdaki endişeli,hüzünlü ama bir okadar heyecanlı ve mutlu yüzleri unutamıyorum hiç, kocam,annem ve babam:)Herşey yolunda gitti,daha başlamadılar kızım merak etme dedikleri anda meğerse yolun yarısına gelmişiz,epidural ile hiçbir şey hissetmiyordum tabi.Annem bir karnımın o tarafa gidiyor bir benim yanıma geliyor ; moral veriyor veeee sonra bir baktım,aylardır karnımın içinde dönüp duran,beni tekmeleyen,ultrasonda oturup ailecek izlediğimiz,ilk çocuğumuz , ilk torun Durucuğum yanımda ,hiç ağlamadı,onu ilk alan Gülnur Babannesinin sonraları onun deyimiyle bababasının kucağında çok huzurlu gözüküyordu,beklenenden önce geldi,süpriz yaptı bize,hayatımızın en güzel süprizi...Bundan tam 5 yıl önce 27.07.2007 tarihinde Cuma günü saat 17:00 da dünyaya geldi Duru Gülnur Minareci...<br />
Aynı bugün gibi çok sıcak bir Temmuz günü en güzel günlerimizden biri olarak yazıldı anı defterimize.<br />
Daha karnımdayken hepimiz çok sevdik onu,hepimiz çok mutluyduk,huzurluyduk,bu güzel duygular ona da yansıdı,mutlu ve huzurlu bir bebek olarak gözlerini açtı bu hayata.Gülnur annem bir yandan babaanne olmanın sevincini ve heyecanını yaşarken onu koklarken bir yandan kadın doğum uzmanı kimliğiyle torununu ve beni kontrol ediyordu ikimiz de iyimiyiz ve herşey yolunda mı diye...Bense şaşkın ama emin ellerin yanında olmanın rahatlığıyla ilk kez yanağımın yanına yaklaştırılan Durucuğumu kokladım önce ; mis gibi bebek kokusunu benim bebeğimin kokusunu içime çektim o anki duygularımı şu an bile kelimerle anlatmam çok zor ; hayatıma bambaşka bir anlam yüklendi o andan itibaren,binlerce kez şükrettim sağlıkla ve huzurla bebğimi kucağıma alabildiğim için...Hiç ağlamadı,ne o an ne odamızda,çünkü onu ilk kollarına alan kadın o kadar güçlüydü ve o kadar seviyorduki onu , Durucum da bunu hissetti.Öyle bir hissetti ve içine işlediki o anlarda bababasını kaybettiğinde daha iki yaşında olmasına rağmen hala ve eminimki her zaman küçücük yüreğinde onun yeri ayrı,daha dün bana dediki; "doğumgünüm geliyor ya babannemin bana yaptığı bebek nerde hani saklamıştık ,onu bulalım istiyorum " ...<br />
5 yıl sonra hala bebek kokusu burnumda , sanırım annelerimizin dediği gibi 25 yıl geçse de o benim küçük bebeğim olarak kalacak.İyi ki doğdun bebişim,iyi ki Allah'ım seni bize verdi.Gülnur Annem bahtı güzel olsun derdi .Evet yüreğin gibi gözlerin gibi bahtın güzel olsun,hayatın boyunca hep güzelliklerle dolu günler yaşa,doğumgünün kutlu olsun DURİŞKOM ,bu yazıyı okuduğun zaman seni ne kadar çok sevdiğimizi biliyor olacağından eminim...Tatlişkom benim...Bu arada 5 yaş doğumgünü hediyen çok istediğin birşey :)<br />
BİSİKLET ....<br />
<br />
SENİ ÇOK SEVİYORUM ....:)<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-65647712384384419862012-05-28T11:04:00.000-07:002012-05-28T11:04:31.893-07:00puzzle yapmak güzeldir ...Hepimizin hayatı aslında bir puzzle gibi düşündüm az önce.Hemen bloğumla düşüncelerimi<br />
paylaşmak istedim.<br />
Çok parçalı bir puzzle verildiğini düşünün size.O puzzle yaparken parçaların önceliğini biz seçeriz.Yani hangi parçayı önce alacağımız ilk nereye deneyeceğimiz bize kalıyor.Bir parça alıp beş on yere deneyip<br />
olmuyorsa onu bırakıp başka parça alırız.Kimi zaman bunalırız bırakmak isteriz.Kimi zaman sıkılırız sonra devam ederiz deriz.Bazı parçaları arka arkaya koyduğumuzda ve güzel birşey çıkacağına inandığımızda heyecanlanır bir an önce tamamlamak isteriz onu ,hayalini kurarız,çerçeveletip duvarıma asarım ya da sevdiğim birine hediye ederim diye.<br />
Aynı hayat gibi ,aldığımız kararlarla şekillendiriyoruz hayatımızı,bu kararları almak,getirdiklerini yaşamak kimi zaman çok zor,sıkıcı,bunaltıcı kimi zaman çok harika,süprizlerle dolu,heyecan ve mutluluk verici.Ama seçim yapmadan karar vermeden olmuyor.Karar verip puzzleda bir parçayı yerleştirince ona yakın diğer parçalarda yavaş yavaş şekilleniyor,birbirine uzak parçalar yakınlaşmaya başlıyor.Yavaşça şekilleniyor puzzle ve ortaya çıkan sonucu beğeniyoruz çünkü ona emek verip biz yaptık.<br />
Hayatımın puzzle ında bazı parçaları koydum,zorlu,kolay,stresli,rahat yollardan geçerek koydum,kararlar alıp sonuçlarının getirdiklerini yaşadım şimdi boş yerlere parçalarını koymaya devam ediyorum.Ama bir parçayı koymak bile çok değerli doğru parçaysa eğer puzzle ı kolaylaştıracak değerli bir parçaysa eğer sonuca gide yolda ne büyük bir adım ama değilse de onu alıp doğru parçayı bulmak için çabalamaya devam.<br />
Hep devam,çünkü devam etmezsem puzzle ı boş bırakırsam yarısı dolu yarısı boş bir puzzle ne kadar güzel olabilirki?Çerçeveletip duvara asmaya değer mi ?Tamamlarsam ne olursa olsun,ne kadar zor olursa olsun sonuç olarak benim hayatım,her parçası değerli...<br />
Bu kadar yeter galiba çünkü yazdıkça bin parçalı puzzle gibi karmaşıklaşıyor yazdıklarım;aynı hayat gibi :)<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-62634158655216607192012-05-24T05:53:00.000-07:002012-05-24T05:53:39.333-07:00hayaller,umutlar,inançlar ...Umudunu kaybetme ,hayallerini canlı tutmaya devam et ...<br />
"yaaa tabi çok da kolaydı " dediğinizi duyabiliyorum...<br />
ama inanın değil...bir de sizi koruyan meleklerinize inanın .<br />
Benim için hayatta dönüm noktaları vardır,hepsini yazmıycam ,zamanı var:)<br />
Ama TEA&POT önemli bir dönüm noktası.Bir kafemiz oldu,işletmecilik konusunda pişiyorum bunlar da çok güzel ama asıl dönüm nokatası,benim içimdeki değişiklikler...<br />
Daha pozitif,daha umutlu,umudunu kolay kolay kaybetmeyen biri oluyorum.Bizi koruyan meleklerimize inanıyorum ve şükrediyorum.Onların yanımızda olduğunu bilmek düşe kalka da olsa yola devam etmemizi sağlıyor.Ufkum genişliyor,35 yaşımda bunları yaşamak süper.Çünkü kısıtlı imkanlarda çalışarak hiç birimiz bunu yapamıyoruz.10 yıl özel sektörde çalıştım ama ne kadar bir şeyler katmak istesem çalışma ortamında hep olumsuzluklar oldu.Çünkü kimse senden yaratıcılık beklemiyor senin bir görevin var bu görevi en iyi şekilde yerine getirmen gerek.Sabah gel akşam git,işini yap,maaşını al...Mecburuz çünkü,sürdürmemiz gereken bir hayatımız ve sorumluluklarımız var.Hep şükrediyorum böyle bir şansımız olduğu ve tüm riskleriyle kendimizi iş hayatına attığımız için.Elbetteki çok zor....<br />
Ama bugün öyle birgün yaşadıkki umut,hayal,melekler,kafa karışıklığı,karar verilmesi gerekn bir sürü konu,ve karar verildikten sonra o kararın yaşattıkları,tüm hayatımızın özetini bazen birgün içerisinde yaşayabiliyoruz yani.Hayatım<br />
bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti derler ya bugünüm de bir film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden şimdi...<br />
hem komik hem stresli hem şaşırtıcı hem hem hem ....<br />
Ama şundan eminimki meleklerimiz bizi koruyor,bize işaretler gönderiyor,bizi uyarmak için,korumak için...<br />
Seviyorlar bizi ...Şu surata bakın ,resmim yok ama siz tahmin edin artık :))))<br />
Hiç sevilmeyecek bir surat mı :))<br />
<br />
Bi meleğimin kim olduğunu biliyorum,keşke şöyle sadece bir beş dakikalığına hayat dursa,ben durmasam ama o melek gelse ve sadece beş dakika boyunca sımsıkı sarılıp kalsak.Konuşmasak,sadece sarılsak,kokusunu depolasam ,öyle iyi gelirki ,bir 35 yıllık daha enerji olur bana ,öyle bir depolarım ki,<br />
sımsıkı kaparım o deponun kapaklarını hiçbir yere kaçmasın diye....<br />
<br />
Umutlu,melekli günler olsun hepimiz için...<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-42485209165734568762012-05-07T11:37:00.001-07:002012-05-07T11:37:18.690-07:00ne gün ama ...hani deriz ya hayat acısıyla tatlısıyla geçiyor işte diye...bugün ben de bir sürü duyguyu bir günde yaşadım.Üzüntü,keder,çaresizlik,heyecan,sevinç,şok eden olaylar ...yani 1 saat içinde hem çok sevinip hem de üzüldüğüm oldu.nasıl bir şey bu?peki akşam günüm nasıl geçti diye sorsam kendime,ne derim.<br />
yani bir gün dersin ki günüm güzel geçti,ya da kötüydü,stresliydi,sıkıcıydı,özetleyici cevaplar...ama bugün ben ne desem hiç bilemiyorum gerçekten de...şu anda bile içimde bir sürü ses konuşuyor,kimi gülüyor,kimi somurtuyor,bir yanım umutlu,bir yanım yaaa niye böyle oluyor diye karamsar..Hani yoğun bir gündü derler ya benim için duygusal yönden yoğun ve inişli çıkışlı bir gündü,umarım yarın hep çıkışlı bir gün olur,bugünün inişleri yarın çıkış yapar ...<br />
Ama inişler hiç bitmeyecek bunu biliyorum tek dileğim çıkışların daha çok olması , hepimizin hayatında :)<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-29633470507516738462012-04-30T05:18:00.001-07:002012-04-30T05:18:52.310-07:00hayat işte ...Geçenlerde çok sevdiğim bir yakınımızın babası vefat etti.Emre ciğimizin...Yüzü güzel,kalbi güzel,pozitif bir adam Emre.Doğumgünü olan günde babasını toprağa vermenin acısını yaşadı.Güçlü olmaya çalıştı,içi ne kadar acısa da...<br />
İşte hayat böyle ...Ölüm bize çok yakın ama bir o kadar da uzak tutuyoruz onu düşüncelerimizden.Ama öyle yapmak zorundayız yoksa nasıl zevk alabiliriz yaşamaktan.Nefes aldığımız sürece yaşamın ne kadar güzel olduğunu görmeliyiz ama bunu başarabilen kaç kişi var ki??Ben de dahil! Kötü birşeylere tanık olduğumuzda ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüp şükrediyoruz ama sonra bir sıkıntıyı büyütüp hayatımızın meselesi haline dönüştürmekte üstümüze yok.Bu hayatta herşey ama herşey bizler için yani hiç yaşamayacakmışız gibi gelen bir durumla her an karşılaşabiliriz,iyi ya da kötü...<br />
Aslında en güzeli hiç bu kadar detaylı düşünmeden yaşadığımız günün değerini bilerek doya doya yaşamak galiba.Yani acısıyla tatlısıyla bu hayat bizim,birgün çok enerjik birgün çok sıkkın olabiliyoruz...<br />
Ben de birgün pozitif kimliğe birgün herşeyi dert eden bir kimliğe bürünebiliyorum.Sanırım ikinci yazdığım kimliği hiç üstümüze giymesek çok iyi olacak.Keşke başarabilsem...Çabalamak da önemli ama ben çabalıyorum.Olaylara daha iyimser bakmaya çalışıyorum.Mesela eskiden olsa iki çocuğum da aynı anda ateşli olduğunda günümü zehir etmeye ve kötü senaryolar yazmama yeterli idi.Ama biliyorum bir şekilde iyi olacaklar,geçecek.Ben çok üzülsem de az üzülsem de...Tabi ki onları hasta görmek beni çok üzüyor...Ama böylesi olsun diyorum içimden,büyük dertler olmasın.nasıl olsa iyi olacaklar.Onların iyi olacağını bilerek,inanarak iyi hissedip pozitif bakıyorum artık...<br />
Çabalıyorum...<br />
Aynı Emre nin cenazeden sonra gidip mis gibi kokan minik meleği Deniz e sarılıp ,onu koklayıp ,iyi enerjisini depolayıp,kendini iyi hissetmesi...İyi ki o küçük melekler var hayatımızın içinde...<br />
<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-20409403897490173432012-04-23T11:35:00.001-07:002012-04-23T11:35:27.639-07:00Bugün 23 Nisan,Neşe doluyor insan,aslında biz büyükler aynı dertlerle sıkıntılarla<br />
geçiriyoruz bugünü eğer ki bir sıkıntımız var ise.Olmaması temennim tabi ki.<br />
O nedenle bu mısralar gerçekten bu bayramın armağan edildiği çocuklara ait.Çünkü bizler sıkıntılı birgün geçiriyorsak aaa bugün 23 Nisan diye neşe dolamıyoruz.<br />
Ama çocuklar,küçük melekler sadece bugün 23 Nisan olduğu için mutlu olabiliyorlar,neşe dolabiliyor içleri...<br />
Ben de çocukken öyle idim,23 Nisan bayramdı,bayramlar hep güzeldi ve hep mutluydum,çünkü<br />
güzel birgün geçirirdim.23 Nisan keşke biz büyüklerin çocukluklarına dönüp 1 gün boyunca çocuk kalabildikleri birgün olsa...<br />
O zaman hep birlikte haykırırdık :<br />
Bugüünnn 23 Nisannnn, hep neşeyle doluyorrr insan....<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-54634247923365386562012-04-20T10:47:00.001-07:002012-04-20T10:47:21.322-07:00öğrenme süreci ...Biz Türklerin genel huyudur bilmediği işlere balıklama atlamak ve atladığı denizde yüzerken öğrenmeye çalışmak...<br />
Ben de bu geleneği bozmayarak blog oluşturma aşamalarından hiç anlamadan yazmayı sevmem üzere<br />
balıklama atladım bloggera.Mesela şu yeni yazımı yazacağım yeri bile 4.seferde buldum:)<br />
Olsun,yılmak yok.<br />
Şu anda Tea&Pot'un huzurlu ortamında bir yandan dışarıyı seyrederken bir yandan yazımı yazıyorum,ohhh ne keyifli.<br />
Yoldan geçen insanlara bakıyorum da herkes telaşlı telaşlı koşturmada,bir yerlere yetişme derdinde.<br />
Ben de şimdi çıkıyor olsam,hızlı hızlı otobüs durağına gidip otobüse binip, inince de hızlı hızlı evime yürüyeceğim.Tabi hızlı hızlı yürümemin bir amacı var hatta 2 :)yavruşlarıma kavuşabilmek.Çok güzel bir amaç yani...<br />
Ama hem hızlı yürüyüp hem etrafımızın farkında olabilirmiyiz acaba?Sanırım zor olan da bu.Bir yere yetişmek için hızlıca yürürken aynı zamanda geçtiğin yerleri görebilmek,belki de hiç görmediğin şeylerin farkına varabilmek.Hayatı hızlıca yaşarken anların tadına varabilmek ne kadar zor ama ne kadar da önemli.<br />
Ben de başardığımdan değil,ne güzel olur yaşadığımız anın tadını çıkarabilsek diye düşündüğümden yazıyorum bunları,yoksa ben de çoğu zaman hızlıca yürürken kafamda düşünceler,baksam da etrafa.görmüyorum çoğu zaman...<br />
Ama mesela şu an çok mutluyum,yaşadığım anın ne kadar değerli olduğunu düşünüyorum,Bir an önce eve gitmek istesem de çocuklarımın şu anda evde mutlu bir şekilde oynadıklarını biliyorum ve şu ana şükrediyorum...<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-3387153812115109272012-04-19T12:01:00.001-07:002012-04-19T12:01:50.413-07:00işte ailem ...Herkesin bir hikayesi var,yaşadığımız şu ana gelirken ...<br />
Benim de var,ileride anlatırım :)<br />
Şu an neler oluyor ...Herkesin yine farklı anlatacakları var.<br />
Benim ailem kısaca şu an evde şöyle ; biri maket yapar masa da :(kocam)<br />
Biri aldığımız yeni dergilerde yapıştırmaları yapar (kızcem Duru)<br />
Biri de arabaları ile oynar ama oynarken de ilginç diyaloglar kurar.(oğlum Doruk)<br />
Onları bir dinliyorum da;Doruk arabalarına aynen Duru nun ona dediği sözleri söylüyor,<br />
odama girmee,git,oynama benim oyuncaklarımla :)Sanırım o da diktatörlüğünü oyuncakları üzerinde kuruyor,napsın ailenin en küçüğü...<br />
Duru bir yandan uydurma şarkılar söylerken,bir yandan da şöyle bir diyalog kuruyor babasıyla ;<br />
Baba : Duru annen napıyor öyle bilgisayarda nelere yazıyor kime yazıyor.<br />
Duru : Mustafa ile <br />
Baba : Hangi Mustafa ?<br />
Duru : Mustafa Topaçoğlu :))))<br />
Survivor takipçisiyiz kızımla ben , belli olduğu gibi.<br />
Şimdi ne güzel ,hani bir tabirle dizimizin dibinde çocuklarımız,bundan 15 yıl sonrasını hayal ettim de;<br />
Ama uzatmadım bu hayali,dizimizin dibinde oldukları günlerin keyfini çıkararak yaşamak daha güzel<br />
şu anda ...<br />
Blogum yeni ya ,ısınma turları,kısa kısa yazılar...<br />
Herkese sevdikleriyle iyi geceler ...<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1919390090712855466.post-44744041885528111222012-04-18T11:04:00.001-07:002012-04-18T11:04:28.415-07:00deneme 1-2selam ,<br />
kendi kendime bir blog oluşturma kararını eltilerimden kıskanarak aldım.ama sonra düşündüm de<br />
yazmayı seviyorum,söyleyemediğim şeyleri yazmak daha kolay benim için.o zaman sadece bana özel olsa bile bir bloğum olsun.günlük gibi ,oraya yazayım...<br />
Ve yağmurlu,sakin bir akşamda yani az önce başlama kararı aldım...<br />
karar aldım da,ne yazayım diye düşünüyorum...<br />
sanırım hayatımız ne kadar monoton gözükse de anlatacak o kadar çok şeyimiz oluyor ki,<br />
hangisinden başlayayım diye düşünüyoruz.<br />
olsun zaten bu bir başlangıç yazısı...<br />
hayırlı olsun:)<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />zeynephttp://www.blogger.com/profile/08037446957363366699noreply@blogger.com0